Vahşi Bölge; Avustralyalı yönetmen David Michod, 2009’da HAYVAN KRALLIĞI’nı yarattı. Bu ödüllü dramanın temalarının birçok burada Jeanette Nordahl göre keşfediliyor. Ailelerini demir yumrukla idare eden narsist anaerkiller (Bodil(Wildlands) ve Şirin Cody (Hayvanlar Krallığı) ile karşılaştırıldığında, “ne ekersen onu biçersin” sözü akla geliyor. Fakat her iki filmi de ayrı olarak değer biçmek gerekiyor. Wildlands, çektiği eziyetten (evlat edinilen aileden) kurtulacağını ve kendi dolu hayatını yaşamasını umduğumuz genç bir kızın gözünden görülen bir hikayedir.
Jeanette Nordahl’ın ilk uzun metrajlı filmi Vahşi Alan’de, 17 yaşındaki içe dönük bir çocuk, ailesi tarafından örülmüş suç ağına yakalanır. Bu yolculuğu başlatan ve kapatan ifade – “bazı ahali için, işler daha başlamadan ters gider” – bu sade aile suç draması adeta yıpratıcı toksisite yüklü bir kara film gibi hissettirdiği için mükemmel bir şekilde armoni sağlar.
Annesinin ölümünden sonra Ida (Sandra Guldberg Kampp) babasız kalır ve daha önce hiç tanışmadığı halası Bodil (Sidse Babett Knudsen) ile yaşamaya başlar. Onun otoriter annenin üç oğlundan oluşan bir grup soyguncuyu yönettiğini tez öğrenir. Olgunlaşmamış oğlu Mads (Besir Zeciri), çekingen David (Elliott Crosset Hove) ve otoriter Jonas (Joachim Fjelstrup). Ida, kuzenlerinden gördüğü bütün ilgiden hoşlanır, oysa birincil başta eğlenceli olan şey, bir işlem ters gittiğinde ve ilişkiler gerginleştiğinde bir kabusa dönüşür.
Filmin konusu ağır ve kasvetli olsa da, Kaba Bölge hafif tempolu, sessiz ve canlandırıcı bir filmdir, bu da öykü anlatımının en ufak ayrıntılarının birçok vakit en etkin olduğunu kanıtlamaktadır. Döngüsel bir anlatı ile Barbar Bölge, uzun soluklu fakat yavaş bir derin nefes gibi hissettiriyor. Dinç performanslar ve gerçekçi gerilimle doymuş Vahşi Bölge, ağlama üstüne, sadakatin değerini merak uyandıran, dalgın bir şekilde sorgulayan dikkatli bir egzersiz sunuyor.